- ANASAYFA SİYASET EKONOMİ TURİZM BİLİŞİM EMLAK OTOMOTİV TEKSTİL LOJİSTİK MAGAZİN SİNEMA GUNCEL SAĞLIK GASTRONOMİ GIDA SANAT KİTAP SİNEMA DÜNYA MÜZİK SPOR
Yıldızlar Burada Parlıyor...
BTM "Supernova" ile 21. Yüzyılın Girişimcilik Çağını Başlattı
“Her girişim bir yıldızdır. BTM ise o yıldızların parladığı evrendir.”
İstanbul Ticaret Odası’nın vizyonuyla kurulan Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM), 2025 yılının ilk Sahne XL etkinliğini görkemli bir temayla gerçekleştirdi.

“Supernova.”
Etkinlik sadece yılın değil, yüzyılın ikinci çeyreğinin de ilk sahnesi oldu.
Ve bu sahne, parlayan fikirlerle, ışık saçan girişimcilerle doldu.
Mehmet Develioğlu,
“Girişimcilerimiz, ekonomimizin süpernovalarıdır!”
BTM Sahne XL’in açılış konuşmasını yapan İTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Develioğlu, etkileyici sözleriyle girişimcilere ilham verdi:
“Supernova, bir yıldızın en parlak anıdır. Bizim girişimcilerimiz de işte o anı yaşıyor. Onlar, sadece BTM’yi değil, ülkemizin geleceğini de aydınlatıyor.”
Develioğlu, BTM’nin yalnızca bir merkez değil, girişimciliğin Türkiye’de parladığı bir yıldız kümesi olduğunu vurguladı.
“Zihinlerinin en parlak anının ürünlerini bu sahnede görüyoruz. Girişimcilerimiz, Türkiye’nin sıçrama noktasıdır.”

Dr. Önder Kul,
“Her fikir bir yıldız gibi doğar, sabırla büyür ve sonunda bir süpernova gibi patlar.”
BTM Genel Müdürü Dr. Önder Kul, fikirlerin evrimini şiirsel bir dille özetledi:
“Zorluklar olur, karanlık olur. Ama vazgeçmeyenler, bir gün kendilerini, takımlarını ve bazen dünyayı dönüştürür.”
Kul, büyük bir müjde de verdi.

Startup World Cup Türkiye ayağı bu yıl BTM’de yapılacak
Pegasus Tech Ventures desteğiyle dünyanın en büyük girişimcilik yarışmalarından biri olan Startup World Cup, Türkiye’nin en parlak girişimcilerini Silikon Vadisi’nde bir araya getirecek ve 1 milyon dolarlık yatırım ödülü için BTM’den yola çıkacak!

Sahneye Çıkan Girişimler,
“Geleceği Bugünden Kodlayanlar”
Etkinlikte 13 girişim sahne aldı, 21 girişim stant açtı. Hepsi de Türkiye’nin yaratıcı gücünü temsil eden cesur ve yenilikçi fikirlerle izleyenleri etkiledi.
Kiraala – Paylaşım ekonomisine konum bazlı yenilik
ReLUfy – 30+ yapay zeka modeliyle veri zekâsı
ExportAlfa AI – KOBİ’ler için dijital ihracat asistanı
innovRES – Kişiselleştirilmiş solunum rehabilitasyonu
Vegg Foods – Bakliyattan yumurta taklidi: BBYA
Tinnimizer – Kulağınız için kişiselleştirilmiş ses terapisi
Bvaluator – 1 milyon+ veriyle yapay zekâ girişim değerleme
Qbit Proje – Entegre verimlilik ve otomasyon sistemleri
Kitchenest – Bulut mutfakla sanal restoranlar
Fikogya – Su ekosistemi için çevre teknolojisi
TeklifPro – Yeni nesil çift yönlü B2B ticaret
STEP4 – AB uyumlu ESG risk yönetimi platformu
Devfilo – Lojistikte komisyonsuz, entegre çözüm

Herkes için Müzik: Müzik Eğitiminin Demokrasi Devrimi
Etkinliğin en dikkat çeken girişimlerinden biri ise “Lidyanka” çatısı altındaki "Herkes için Müzik" oldu. Proje sahibi Fulya Çelikel, girişimini şöyle tanımladı.
“Müzik yetenek değil, bir iletişim biçimidir. Biz herkesin erişebileceği bir müzik okuryazarlığı inşa ediyoruz.”
Herkes için Müzik, müzik eğitiminin bireysel ayrıcalık olmaktan çıkıp toplumsal faydaya dönüşmesini sağlıyor.
Yapay zekâ destekli, video temelli, MEB uyumlu, yaşa göre özelleştirilebilen bu platform, müzik eğitimini demokratikleştiriyor.
Geleceğe BTM’den Bakın
“Supernova” teması yalnızca bir etkinlik ismi değil, BTM’nin vizyonunun özüdür.
Her girişim bir yıldız gibi doğar, BTM’de parlamaya başlar ve sonunda birer galaksiye dönüşür.
BTM, Türkiye’nin girişimcilik gökyüzündeki en parlak yıldızıdır. Bu yıldızın ışığıyla parlayan her girişim, yalnızca kendi geleceğini değil, ülkemizin kalkınma hayalini de aydınlatıyor. Supernova sahnesi, yalnızca fikirlerin değil, umutların patladığı yer oldu.”
yilmazparlar@yahoo.com
20 Haziran 2025 Cuma
Ekonomi Basınına Onur Gecesi-Yılmaz Parlar
- ANASAYFA SİYASET EKONOMİ TURİZM BİLİŞİM EMLAK OTOMOTİV TEKSTİL LOJİSTİK MAGAZİN SİNEMA GUNCEL SAĞLIK GASTRONOMİ GIDA SANAT KİTAP SİNEMA DÜNYA MÜZİK SPOR
Ekonomi Basınına Onur Gecesi
Gazetecilik bir meslekten öte, kamu vicdanının sesidir. Ekonomi gazeteciliği ise bu vicdanın verilerle konuşan, gerçeklere dayanan en stratejik cephesidir.
Bu yıl 17’ncisi düzenlenen EGD Ekonomi Basını Başarı Ödülleri, mesleğimizin bu zorlu cephesinde yılmadan çalışan gazetecilere birer onur nişanesi oldu.”

Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) tarafından bu yıl 17’ncisi düzenlenen Ekonomi Basını Başarı Ödülleri, İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) ev sahipliğinde, iş dünyasının güçlü markalarının sponsorluğuyla gerçekleşti. Törende, gazetecilikte istikrar, bilgi derinliği ve kamusal sorumluluk ödüllendirildi.
İstanbul Ticaret Odası’nın tarihi binasında düzenlenen törende, EGD Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Arslan ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Vahap Munyar’ın açılış konuşmaları yankı uyandırdı. Ödüller 15 farklı dalda sahiplerini buldu.

Ekonomi Gazeteciliğine Devlet Katkısı Bakanlardan Mesaj
Törene bizzat katılamayan Ticaret Bakanı Ömer Bolat ve Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı gönderdiği mesajlarda, ekonomi basınının kamuoyu oluşturmadaki etkisine dikkat çekti.
Bakan Bolat mesajında, “Ekonomiye objektif bakan, kalkınma vizyonuna katkı sunan tüm basın mensuplarını gönülden kutluyorum,” dedi.
Tarım Bakanı Yumaklı ise, “Şeffaf haber akışı, ekonomik sürdürülebilirlik açısından vazgeçilmezdir,” diyerek ekonomi muhabirlerinin omzundaki sorumluluğa vurgu yaptı.

İTO Başkanı Avdagiç’ten Jeopolitik Uyarı Enerji Krizi ve Enflasyon Kapıda
İTO Başkanı Şekib Avdagiç, yaptığı konuşmada Ortadoğu’daki gerilimin enerji fiyatlarını ve Türkiye ekonomisini derinden etkileyebileceğini dile getirdi.
“Petrol fiyatlarında her 10 dolarlık artış, cari açığa 4.5 milyar dolarlık ek yük bindiriyor,” diyen Avdagiç, Hürmüz Boğazı’nın kapanması durumunda varil fiyatlarının 130 dolara kadar çıkabileceği uyarısında bulundu.
Avdagiç ayrıca, bu sürecin lojistikten turizme, ihracattan büyümeye kadar birçok alanda zincirleme daralmalara neden olabileceğini belirtti.

Munyar, “10 Bin Gazeteci İşsiz, Destek Şart!”
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Vahap Munyar, medya sektörünün içinde bulunduğu darboğaza dikkat çekerek, “Bugün Türkiye’de yaklaşık 10 bine yakın gazeteci işsiz. Bu sadece bir ekonomik değil, aynı zamanda demokratik krizdir,” ifadelerini kullandı.
Munyar ayrıca, iş dünyası ile ekonomi basını arasındaki karşılıklı güven ve iş birliğinin daha da geliştirilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Arslan, “Ekonomi Gazeteciliği, Toplumun Pusulası”
EGD Başkanı Hasan Arslan ise, basındaki dönüşümün ekonomi gazeteciliğini de etkilediğini belirterek, “Kalabalık ekonomi servisleri küçüldü, deneyimli gazeteciler sektörden koptu. Yeni nesil gazetecilerin bu alanda yetişme imkânı daralıyor,” dedi.
Dezenformasyon çağında doğruluk ve kaynak güvenirliği için ekonomi gazetecilerinin daha fazla desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Arslan, “İş dünyasıyla daha yakın temas, sesimizi güçlü kılar,” ifadesiyle iş birliği çağrısında bulundu.

17. EGD Ekonomi Basını Başarı Ödülleri, Kazananlar
En İyi Haber (Yazılı Basın): Altını kaçak vurdu – Yener Karadeniz / Nasıl Bir Ekonomi
En İyi Haber (İnternet): Tekfen’de Aile Krizi – Necla Dalan / patronlardunyasi.com
En İyi TV Haberi: Babadan Oğula Maden – Zehra Koli / TRT Haber
En İyi YouTube Haberi: Almanya’nın Bize İhtiyacı Var – Can Özçelik / Oda TV
Söyleşi/Röportaj: Unicorn Hayali – Mustafa Orhun Çetin / InBusiness
Osman Arolat Yılın Yazarı: Celal Toprak / Türkiye Gazetesi
Yılın Ekonomi Programı (TV): Üst Düzey – Arzu Maliki / Bloomberg HT
Yılın Ekonomi Programı (Radyo): Ahmet Falih Akıcı / TRT Radyo
Yerel Basın Ödülü: Hurmanın Şekli Bozuldu – Kenan Yeşil / Yenigün
Nezih Demirkent Özel Ödülü: Uğur Aslanhan / Anadolu Ajansı
Namık Ahıska Özel Ödülleri:
Ekim İhracat Verileri – Emre Eser & Savaş Kayahan / CNBC-e
Yangın Tüpü Fiyatları – Kaan Zenginli / Türkiye Gazetesi
Bülent Yardımcı Özel Ödülü: Sanayici Spotta Umut Arıyor – Nurdoğan Aslan Ergün / Dünya
Grafik Tasarım Ödülü: Caner Yıldırım / Sözcü
Jüri Teşvik Ödülü: Kadınlar Hem Çocuk Yapsın, Hem Kariyer – Rümeysa Alp / Türkiye’de İş Dünyası
Jüri Özel Ödülü: 2 Milyar Dolar’a Göz Kırptı – İsmail Şahin / Milliyet

Bu ödüller yalnızca kişisel başarıların değil, toplumun doğru bilgiye ulaşma hakkının da birer temsilidir.
Tüm ödül sahiplerini gönülden kutluyor, ekonomi basınının daha özgür, daha güçlü ve daha bağımsız olması için biz gazetecilere düşen sorumluluğu bir kez daha hatırlatıyorum.”
yilmazparlar@yahoo.com
12 Haziran 2025 Perşembe
İTO 2025 Haziran Ayı Meclis Toplantısı-Yılmaz Parlar
- ANASAYFA SİYASET EKONOMİ TURİZM BİLİŞİM EMLAK OTOMOTİV TEKSTİL LOJİSTİK MAGAZİN SİNEMA GUNCEL SAĞLIK GASTRONOMİ GIDA SANAT KİTAP SİNEMA DÜNYA MÜZİK SPOR
tanbul’un Kalbinden Türkiye’nin Teknoloji Vizyonuna
İTO Meclisi’nde Stratejik Mesajlar
İTO Haziran Ayı Meclis Toplantısı’nda Türkiye’nin Sanayi ve Teknoloji Geleceği Masaya Yatırıldı
İstanbul Ticaret Odası (İTO), 12 Haziran 2025 Perşembe günü Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ı konuk ettiği Haziran Ayı Meclis Toplantısı’nda; Türkiye’nin yüksek teknolojili üretimden ihracat hedeflerine, yerli savunma sanayiinden yabancı yatırım çekme stratejilerine kadar birçok başlığı masaya yatırdı.
Toplantıda, İTO Meclis Başkanı Dr. Erhan Erken, İTO Başkanı Şekib Avdagiç ve Bakan Kacır önemli değerlendirmelerde bulundu.

Dr. Erhan Erken,
“Kurban, manevi bir arınma ve fedakarlık sembolüdür”
Toplantının açılışında konuşan İTO Meclis Başkanı Dr. Erhan Erken, Kurban Bayramı’nın hemen ardından yapılan toplantının maneviyatına vurgu yaparak, “Kurban, sadece bir et paylaşımı değil, Allah yolunda her türlü engelden vazgeçebilmenin sembolüdür” dedi.

Erken, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır’ın genç yaşta üstlendiği sorumluluklar ve teknoloji odaklı liderliğine dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
“Sayın Bakanımız, 2023’te hayata geçirdiği Milli Yapay Zeka Stratejisi ve TEKNOFEST gibi vizyoner projelerle, genç nesillere ilham veren bir rol modeldir.”
Şekib Avdagiç,
“İstanbul, katma değerli üretimin motor gücüdür”

İTO Başkanı Şekib Avdagiç ise konuşmasında, İstanbul’un sanayi ve teknoloji yatırımlarındaki ağırlığına dikkat çekti. “İstanbul’daki şirketlerin katma değerli üretimdeki payı %40’ın üzerinde” diyen Avdagiç, özellikle BTM (Bilişim ve Teknoloji Merkezi) üzerinden yürütülen teknoloji girişimlerinin küresel ölçekte ses getirdiğini belirtti.

Avdagiç’in öne çıkan mesajları
Yerli üretim vurgusu, “Savunma sanayisinde İstanbul firmaları lokomotif rol oynuyor.”
Yabancı yatırım ilgisi, “İstanbul’da düzenlenen fuarlar, Türkiye’nin bölgesel cazibesini artırıyor.”

Ekonomik büyüme hedefi, “Yıllık %4,5-5 büyüme kaçınılmaz hedefimizdir.”
Kongre turizmi, “İstanbul, 2015’ten sonra ilk kez büyük uluslararası kongrelere ev sahipliği yapıyor. Bu, şehrin marka değerine güç katıyor.”

Bakan Mehmet Fatih Kacır,
“2030 hedefimiz: 400 milyar dolar sanayi ihracatı”
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, konuşmasında Türkiye’nin sanayi üretimindeki dönüşümünü verilerle anlattı. Pandemi sonrası toparlanma sürecinde Türkiye’nin Avrupa’dan pozitif ayrıştığını vurgulayan Kacır, “Almanya ve İtalya sanayi üretiminde düşüş yaşarken, Türkiye %4 büyüme kaydetti” dedi.

Bakan Kacır’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar:
Üretim ve ihracat,
“İmalat sanayi üretimimizi 6,7 milyona çıkardık.”
“2030’da 400 milyar dolarlık sanayi ihracatını hedefliyoruz.”

Teknoloji ve AR-GE, “AR-GE harcamalarını 2 milyar dolardan 16 milyar dolara çıkardık.”
“Yüz bin teknoloji girişimi ve 100 milyar dolarlık değerleme hedefliyoruz.”

Teşvikler ve dönüşüm,
“2023-2030 döneminde 530 milyar dolarlık yatırım teşvik programı hayata geçirilecek.”
“İstanbul’daki 50 milyon lira üzerindeki yeşil ve dijital dönüşüm yatırımlarına özel destek verilecek.”

Yeni nesil OSB modeli,
“OSB’lerde yalnızca fabrika değil, yaşam alanları da kuruyoruz. Yürüme mesafesinde konut, spor ve kültür alanlarıyla insan odaklı sanayi modeli inşa ediyoruz.”
Ekonomik veriler,
“Enflasyon %35,4’e gerileyerek 2021 sonrası en düşük seviyeyi gördü.”
“İşsizlik %8,6 ile 24 aydır tek haneli.”

Geleceğe Güven Mesajı, “Teknolojide Tam Bağımsız Türkiye”
Toplantının sonunda, Bakan Kacır “Cumhurbaşkanımızın liderliğinde teknolojide tam bağımsızlık hedefimize emin adımlarla ilerliyoruz” diyerek kararlılık mesajı verdi.
Toplantı, sektör temsilcilerinin görüş ve önerileriyle devam etti. İTO’nun yeni dönem projelerinin ele alındığı oturumda, Türkiye’nin sanayi ve teknoloji geleceğine dair güçlü sinyaller verildi.
yilmazparlar@yahoo.com
Ümit Özdağ’dan Silivri’de Tarihi Savunma-Yılmaz Parlar
- ANASAYFA SİYASET EKONOMİ TURİZM BİLİŞİM EMLAK OTOMOTİV TEKSTİL LOJİSTİK MAGAZİN SİNEMA GUNCEL SAĞLIK GASTRONOMİ GIDA SANAT KİTAP SİNEMA DÜNYA MÜZİK SPOR
“Hukukun Tarafı Olarak Buradayım"
Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, 142 gün hücrede tutulduktan sonra çıktığı mahkemede, akademik birikimini ve devlet sadakatini anlattı: “Fiillerim hukukun bana yüklediği sorumluluklardır.”
Ümit Özdağ’dan 50 Sayfalık Savunma
“Beni Devlet Sırlarıyla Görevlendirdiniz, Şimdi Sanık Diyorsunuz”
Özdağ’dan Mahkemeye: “Cumhuriyeti Hukukla Kurduk, Öyle Savunuruz”

Kamuoyunun özgürlük beklentisiyle kilitlendiği 11 Haziran 2025 Çarşanva günü duruşmada, Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, Silivri Cezaevi Kampüsü Duruşma Salonu’nda yaptığı 50 sayfayı aşan kapsamlı savunmasında, hukuka, devlete ve Türk milletine bağlılığını hem tarihi örneklerle hem akademik zeminde ortaya koydu.
Savunmasına güçlü ve sarsıcı bir başlangıç yapan Özdağ, “Bugün burada mahkemenizde sanık olarak bulunmam, Anayasa ve yasalar ihlal edilerek, zor kullanılarak gerçekleştirilmiştir,” diyerek duruşmanın hukuk devleti açısından taşıdığı önemi vurguladı.
Akademiden Hücreye, Hücreden Hukuka
Savunmasının başında, 1999’da yaşadığı bir dava sürecini anlatan Özdağ, geçmişte PKK propagandası yaptığı iddiasıyla yargılanan bir akademik çalışmayı sahiplenişini, hukukla verdiği mücadeleyi ve sonrasında gelen beraat kararını anlattı. “Savcı, bir gün ‘yanlışlık oldu’ demişti. Bu davanın savcısı da aynı şeyi diyecek,” diyerek salonda tarihi bir benzetmeye imza attı.
Bu anekdot, yalnızca bireysel bir hatıranın aktarımı değildi; aynı zamanda bugün karşı karşıya kaldığı sürecin bir benzerine işaret eden politik bir göndermeydi.
Akademik kariyerinden güvenlik bilimlerine, terörizmle mücadeleden devlet adına yürüttüğü diplomatik görevlere dek uzanan bir yaşam çizgisi sunan Özdağ, sözlerini “Devlet sırları bana emanet edildi, taşıdım ve taşıyorum,” diyerek sürdürdü.
Tutuklama Siyasi mi?
Özdağ, Antalya’da yaptığı bir konuşmanın ardından re’sen başlatılan soruşturmayı “adli değil, siyasi” olarak tanımladı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde geçirdiği gece, savcılıktaki sorgusu sırasında başka bir dosya üzerinden yöneltilen sorular ve eş zamanlı hazırlanan iddianameler zinciri, savunmasına göre sistematik bir politik operasyonun izlerini taşıyordu.
Savunmasında yalnızca kendi sözlerine değil, Kürtçü çevrelere yakın bazı isimlerin açıklamalarına da yer veren Özdağ, “Dikkat edin, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ bile içeride” ifadelerini gündeme taşıyarak davanın doğrudan doğruya siyasi mutabakatın bir parçası olduğuna işaret etti.
“Bunlar Yabancı Düşmanlığı Değil, Milli Güvenlik Politikasıdır”
Zafer Partisi’nin göç politikalarına da değinen Özdağ, bu yaklaşımların “psikolojik yabancı düşmanlığı” değil, akademik ve güvenlik temelli bir milli duruş olduğunu belirtti:
“Cumhuriyeti hukukla kurduk. Bugün de ülkemizi hukuka aykırı şekilde savunmaya ihtiyacımız yok,” sözleriyle sığınmacı karşıtı politikalarının temelini açıkladı.
Son Söz, “Hayatım Türk Milletinin Emrindedir”
Savunmasının sonunda ise duygusal ama bir o kadar da kararlı ifadelerle salona veda etti:
“Bütün hayatımı akademik ve siyasi olarak Türk milletinin güvenliği ve refahına adadım. Binlerce öğrenci yetiştirdim. Türkiye Cumhuriyeti güçlü bir ülke olsun diye çalıştım. Şimdi burada, yine o görev duygusuyla bulunuyorum.”

Özgürlüğün Eşiğinde Bir Duruşma
11 Haziran 2025 tarihi, yalnızca bir savunma metninin okunduğu değil; Türkiye'nin hukukla siyaset arasındaki çizgiyi yeniden tartıştığı bir gün oldu.
Özdağ’ın duruşmadaki sözleri, kamuda hâkim olan “özgürlüğü gerçekleşecek” umudunu pekiştirdi. Bu savunma, içerdiği tarihsel referanslarla, devlet sadakatiyle ve hukuka çağrısıyla, yalnızca mahkeme salonuna değil, demokrasi tarihine de kaydedildi.
Eğer karar, hukuk ve vicdan terazisinde tartılırsa, bu savunma bir dönüm noktası olabilir. Aksi takdirde, tıpkı geçmişte olduğu gibi, ileride biri çıkıp yine “bir yanlışlık olmuş” demek zorunda kalabilir.
yilmazparlar@yahoo.com
31 Mayıs 2025 Cumartesi
Dünya Türk Ticaret Platformu’ndan 1453 Yıldönümü-Yılmaz Parlar
- ANASAYFA SİYASET EKONOMİ TURİZM BİLİŞİM EMLAK OTOMOTİV TEKSTİL LOJİSTİK MAGAZİN SİNEMA GUNCEL SAĞLIK GASTRONOMİ GIDA SANAT KİTAP SİNEMA DÜNYA MÜZİK SPOR
Boğaz’da Kızıl Elma Yolculuğu

Dünya Türk Ticaret Platformu’ndan İstanbul’un Fethine Anlamlı Vefa,
572 yıl önce, 29 Mayıs 1453’te çağ açıp çağ kapatan bir zaferle ecdadımız İstanbul’u fethetti. Bu büyük zaferin yıl dönümünde, “Kızıl Elma Yolunda Türk Dünyası” vizyonuyla çalışmalar yürüten ve başkanlığını Ahmet Ortatepe’nin yaptığı Dünya Türk Ticaret Platformu, anlamlı bir etkinliğe imza attı. Üsküdar Belediyesi’ne ait Valide Sultan teknesiyle düzenlenen Boğaz turunda, Türk dünyasının gönül ve ticaret köprülerini güçlendiren simgesel bir yolculuk gerçekleştirildi.

Etkinlik boyunca katılımcılar hem İstanbul’un tarihi siluetine tanıklık etti hem de Türk dünyasının birliği ve ortak ekonomik hedefleri üzerine değerli fikir alışverişlerinde bulundu. Organizasyonun başarıyla gerçekleşmesinde Yönetim Kurulu Üyesi Necdet Ertuğrul’un özverili emeği takdir topladı. Özbekistan’dan gelen Aile ve Cinsiyet Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı, Pedagojik Bilimler Prof. Dr. Aynisa Musurmanova, Yüksek Öğrenim, Bilim ve Yenilik Bakanlığı Müdürlüğü Uzmanı Dildora Solihojaeva ve beraberindeki heyet Özbekistan Cumhuriyeti Yüksek Öğretim, Bilim ve İnovasyon Bakanlığı, Özbekistan Cumhuriyeti Aile ve Kadın Komitesi nezdindeki “Aile ve Cinsiyet” Bilimsel Araştırma Enstitüsü üyeleri, Dağıstan Türkleri ve Halkları Derneği Başkanı Zümrüt Kızrıeva başda olmak üzere çok sayıda Türk dernekleri STK Başkanları, Temsilcileri katılım sağladılar.

"Yaşasın Türk Dünyasının Birliği"
Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Dünya Türk Ticaret Platformu Başkanı Ahmet Ortatepe, duygu yüklü mesajında Türk milletinin dayanışma ruhuna ve kadim bağlarına vurgu yaptı:

“Bugün burada sadece bir yıldönümünü değil, Türk milletinin inançla, azimle geleceğe yürüyüşünü kutluyoruz. Türk dünyasının birliği; gönüllerin, ekonomilerin ve kardeşliğin birleşmesidir. Doğu Türkistan’dan Balkanlara, Kıbrıs’tan Azerbaycan’a kadar aynı ideallerle yol yürüyen büyük Türk milleti, işte bu platformlarda bir araya gelerek gücüne güç katıyor.”

Kıbrıs’tan Türk Dünyasına Ekonomik Çağrı
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni temsilen etkinliğe katılan KKTC İstanbul Konsolosu Ülkü Alemdar, konuşmasında İstanbul’un tarihi misyonunu ve günümüzdeki stratejik rolünü övgüyle anlatarak şu ifadeleri kullandı:

“Fatih Sultan Mehmet’in fethettiği İstanbul, bugün İpek Yolu’nun kalbi olarak yeniden doğuyor. Dünya Türk Ticaret Platformu da ‘İstikamet Ekonomik Kızıl Elma’ diyerek bu misyonu taşımaktadır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak bu ekonomik birlikteliğin aktif bir paydaşı olmaya hazırız. Türk dünyasının iş insanlarını Kıbrıs’ımıza davet ediyoruz.”

Türk Dünyasından Mesajlar
Etkinlikte söz alan Ankara Büyükelçiliği diplomatı Temurbek Hamidov, ortak tarih ve kültürün verdiği güçle Türk halklarının ekonomik ve sosyal iş birliğini daha ileri taşımaya kararlı olduklarını belirtirken, Özbek Kadın Hakları Derneği Başkanı Azade İslamova da Türk kadınlarının dayanışma gücünü ve üretkenliğini vurgulayan duygusal bir konuşmayla katılımcılara seslendi.

Türk Ezgileri Boğaz’da Yankılandı
Konuşmaların ardından Boğaz’ın eşsiz atmosferinde yankılanan Türk türküleri ve ezgileri, etkinliğe ayrı bir renk kattı. Katılımcılar gönüllerince müzikle bütünleşirken, bu anlamlı gün bir şölen havasında kutlandı.
Kızıl Elma Yolunda Teşekkür Plaketleri
Etkinliğin sonunda Türk dünyası vizyonuna katkı sunanlara ve organizasyonda emeği geçen isimlere teşekkür plaketi takdim edildi. Kızıl Elma ülküsünü iş dünyasına taşıyan bu birliktelik, sadece bir anma değil, aynı zamanda geleceğe umutla bakan bir ortaklık çağrısıydı.
Türk milletinin tarih bilinciyle ekonomik vizyonunu birleştiren Dünya Türk Ticaret Platformu, “Kızıl Elma” ideali doğrultusunda Türk dünyasını bir araya getirmeye ve küresel çapta bir dayanışma modeli sunmaya kararlılıkla devam ediyor.
yilmazparlar@yahoo.com
29 Mayıs 2025 Perşembe
Global HR Summit 2025 Zirve Tarihine Geçti-Yılmaz Parlar
- ANASAYFA SİYASET EKONOMİ TURİZM BİLİŞİM EMLAK OTOMOTİV TEKSTİL LOJİSTİK MAGAZİN SİNEMA GUNCEL SAĞLIK GASTRONOMİ GIDA SANAT KİTAP SİNEMA DÜNYA MÜZİK SPOR
İnsan Kaynaklarında Devrim Niteliğinde Bir Gün Daha
Seda Mızraklı’ya alkışlar, zirveye övgüler yağdı…
İstanbul’un kalbinde düzenlenen Global HR Summit 2025, ikinci gününde insan kaynakları, teknoloji ve liderlik kavramlarını tarihin en parlak zihinleriyle buluşturdu.

Bu zirvede yalnızca bir etkinlik değil, adeta bir vizyon devrimi yaşandı.
Ve elbette, bu eşsiz organizasyonun mimarı olan Seda Mızraklı Ferik… O sadece bir zirve başkanı değil; modern iş dünyasının rotasını çizen, ilham veren bir lider. KREA M.I.C.E. ve KREA Digital’in kurucusu olarak, bu dev organizasyonu bir şölene dönüştürdü. Katılımcılar nezdinde, adeta sahnede parlayan bir yıldız gibi izlendi.
Açılış Seda Mızraklı’dan, İlham Dalgası Tüm Güne Yayıldı
Zirvenin ikinci günü, Seda Mızraklı’nın içten ve vizyon dolu açılış konuşmasıyla başladı. Dinleyen herkesin içinde bir ışık yaktı. İşte o konuşma, yalnızca bir açılış değil, geleceğin iş dünyasına atılan güçlü bir adımdı.

Küresel Düşünürlerden Altın Değerinde Konuşmalar
Sir Andrew Likierman (London Business School) sanal katılımıyla karar verme mekanizmalarında doğruluk ve içgörüye ışık tuttu.
Florin Petrescu insan odaklı liderliğin yapay zekâ çağında nasıl şekillenmesi gerektiğini detaylıca anlattı.
Bahadır Kaleağası küresel jeopolitiğin iş dünyasına etkisini büyük bir vizyonla aktardı.

"İş Dünyası, Jeopolitik ve Ötesi, Küresel Krizler Çağında Yeni Stratejiler"
Bahadır Kaleağası’ndan Çarpıcı Uyarılar, "Şirketler Artık Jeopolitiği İçselleştirmeli"
Paris – Institut du Bosphore Başkanı ve strateji uzmanı Bahadır Kaleağası, "İş Dünyası, Jeopolitik ve Ötesi" başlıklı konuşmasında, küresel sistemdeki radikal dönüşümleri analiz ederek iş dünyasına ve politika yapıcılara kritik mesajlar verdi. Marie Curie’nin "Korkmamak ve anlamaya çalışmak" sözünden yola çıkan Kaleağası, "Artık ekonomiyi jeopolitikten, bilimi diplomasiden ayıramayız" dedi.
Parçalanmış Küreselleşme, Yeni Riskler ve Fırsatlar
Kaleağası, küreselleşmenin "stratejik kırılganlıklarla dolu" yeni evresini şu başlıklarla özetledi:
Ekonomik zincirler = Risk zincirleri: Tedarik ağları artık jeopolitik gerilimlerden doğrudan etkileniyor.
Yarı iletkenler ve kritik hammaddeler: ABD-Çin rekabetinin odağında; şirketler için "kaynak güvenliği" öncelik haline geldi.
Dijital sistemler ve uzay teknolojileri: Refahın taşıyıcısı olduğu kadar "hibrit savaşların" hedefi.
Yapay zekâ ve kuantum bilişim: Belirsizlik yaratan ancak "büyüleyici" bir gelecek vaat ediyor.
"Şirketler, yatırım ve üretim kararlarını artık sadece piyasa koşullarına göre değil, jeopolitik analizle almalı" uyarısını yaptı.
Jeopolitik Artık Yönetim Kurullarında
Kaleağası’nın altını çizdiği 5 çarpıcı gerçek:
"Jeopolitik analiz, finans ve pazarlama kadar kritik bir yönetim kurulu gündemi."
Ukrayna savaşı, pandemi ve Orta Doğu krizleri, karşılıklı bağımlılığı gösterdi: "Hiçbir küresel sorun tek başına çözülemez."
Liderlik, kaba güçle değil; "yenilik, iş birliği ve öngörü" ile şekillenmeli.
Avrupa’nın rolü, Demokrasi, teknoloji ve sürdürülebilir kalkınma, insanlığın geleceğini belirleyecek.
Güven krizi, Kurumlara ve kamusal söyleme duyulan güvenin yeniden inşası şart.
Çözüm Önerileri, "21. Yüzyılın Yönetişim Araçları"
Kaleağası, yol haritasını 3 maddede paylaştı:
Uluslararası yönetişim reformu, 20. yüzyıl kurumları (BM, Dünya Bankası vb.) artık yetersiz.
Mini çok taraflılık, Esnek iş birlikleri (örneğin; kritik madenler ittifakları).
Bilim ve diplomasi sinerjisi: NASA’da kara delik görüntüleyen Prof. Feryal Özel’in "Merak edenler geleceği kazanacak" sözünü hatırlattı.
Türkiye-Fransa-EÜ Diyaloğunun Önemi
Paris Bosphorus Enstitüsü’nün çalışmalarına değinen Kaleağası, "Bilgi ve kolektif zekâ artık jeostratejik varlık. Fransa, AB ve Türkiye diyaloğu, krizleri aşmada kilit rol oynayabilir" dedi.
"Korkmamak İçin Anlamalıyız"
Kaleağası, konuşmasını Marie Curie’nin sözleriyle tamamladı:
"İlerleme berrak bir bilinç ister. Daha az korkmak için daha çok anlamanın zamanı."
Kaleağası’nın mesajı net, "Yeni dünyada ayakta kalmak için disiplinlerarası düşünmek ve kolektif hareket etmek şart."
Ahmet Akın ise dinleyenleri “insan yüzlü robotlar mı, robot yüzlü insanlar mı?” sorusu ile düşündürdü.
Yapay Zekâ, Nörobilim, Duygusal Zeka… Her Şey Masadaydı
Günün ilerleyen saatlerinde sahnede:
Dr. Hamira Riaz, iş ve insan kaynakları stratejileri arasındaki uçurumu nörobilimle nasıl kapatabileceğimizi gösterdi.
Aydın Erdem, çalışanların değişen sosyolojisini verilerle ortaya koydu.

Sezin Mızraklı Avalin, yapay zekâ ile duygusal zekânın çarpıştığı sessiz savaşta kimin kazanacağına dair çarpıcı bir vizyon sundu.
Zihin mi Kazanacak, Yürek mi? Yapay Zeka ile Duygusal Zekanın Sessiz Savaşı
Sezin Mızraklı AvalinKonuşmacı, B2B Satış ve Stratejik Pazarlama Danışmanı
"Zihin mi Kazanacak, Yürek mü? Yapay Zeka ile Duygusal Zekanın Sessiz Savaşı"
Sezin Mızraklı Avalin’den Çarpıcı Analiz: "İnsanlık ve Teknoloji Dengesini Kurmalıyız"
B2B Satış ve Stratejik Pazarlama Danışmanı Sezin Mızraklı Avalin, "Zihin mi Kazanacak, Yürek mü? Yapay Zeka ile Duygusal Zekanın Sessiz Savaşı" başlıklı konuşmasında, yapay zekanın insan hayatına etkilerini kişisel deneyimleri ve tarihsel perspektifle ele aldı. Avalin, teknolojinin hızla ilerlediği bir dönemde "insani değerlerin korunması" gerektiğini vurgulayarak kritik uyarılarda bulundu.
Kişisel Hikaye, "Yapay Zeka Teşhisi mi, İnsani Dokunuş mu?"
Avalin, geçen yıl yaşadığı sağlık sorununu örnek göstererek teknoloji-insan dengesinin önemine dikkat çekti:
"Doktorum, teşhisi yapay zeka destekli görüntülemeyle koydu ancak ardından gözlerimin içine bakarak 'Merak etmeyin, yalnız değilsiniz' dedi. Bu insani temas, psikolojik olarak beni rahatlattı."
Yapay zekanın "soğuk" bir şekilde hastalığı bildirmesinin yaratacağı travmaya karşı, "Duygusal destek olmadan teknoloji yetersiz kalır" dedi.
Yapay Zekanın Tarihsel Yolculuğu: "Leonardo da Vinci’den Günümüze"
Avalin, yapay zekanın kökenlerini Leonardo da Vinci’nin 1495’te tasarladığı robotlara kadar götürerek şu tarihsel dönüm noktalarını paylaştı:
1950’lerde Turing Testi, "Makineler düşünebilir mi?" sorusunun temeli atıldı.
1997’de IBM’in Deep Blue’su, satranç şampiyonu Garry Kasparov’u yendi.
2011’de Siri, 2016’da sohbet robotları insanlarla etkileşime başladı.
2026 projeksiyonu, Yapay zeka çözümlerinin 500 milyon+ insanın hayatını değiştirmesi bekleniyor.
İnsan Kaynaklarında Yapay Zeka, "Operasyonel Verimlilik ama Duygusal Zeka Şart"
Avalin, iş dünyasında yapay zeka kullanımına ilişkin çarpıcı tespitler yaptı:
"Bordro süreçlerinden aday taramasına kadar yapay zeka verimlilik sağlıyor. Ancak çalışanların %70’i, yöneticilerinin 'duygusal zeka' göstermesini bekliyor."
Z Kuşağı (1995-2009 doğumlular) için anında erişim ve sosyal duyarlılık vurgusu:
"Onlar için 'çevreye duyarlı şirketlerde çalışmak' maaş kadar önemli."
Kritik Uyarılar, "Yapay Zekayı Doğru Kullanmanın 4 Yolu"
Avalin, geleceğe dair şu stratejileri önerdi:
"Yapay Zeka ile Savaşmayın, İş Birliği Yapın":
"Satranç turnuvalarında artık 'insan+makine' takımları kazanıyor. Beraber çalışmalıyız."
"Akışkan Olun":
"Eskiden kasetler vardı, şimdi Spotify var. Kurumlar da esnek ve dinamik olmalı."
"Zaman Kazandıran Teknolojileri Hayata Entegre Edin",
"Yapay zeka rutin işleri halletsin, insanlar yaratıcılığa odaklansın."
"Doğru Soruları Sormayı Öğrenin":
"Bilgiye ulaşmak kolay ama doğru soruyu sorabilmek artık en değerli beceri."
"Dengeyi Kurun"
Avalin, "Yapay zeka teşhis koyabilir ama hastaya 'geçmiş olsun' diyen bir doktor olmalı" diyerek sözlerini tamamladı. Vurgusu nettir,
"Teknolojiyi reddetmeyin ama insanı da unutmayın. Kazanan, bu dengeyi kurabilenler olacak."
.

Günün farklı panellerinde Vodafone, Pegasus, Unilever, LC Waikiki, ING Türkiye gibi dev şirketlerin insan kaynakları liderleri, geleceğin liderlik ajandalarını masaya yatırdı.
İşveren Markasında Dönüşüm Zamanı Paneli,

“İşveren Markasında Dönüşüm Zamanı, Liderlerin Vizyonu, Stratejik Yol Haritası ve Geleceğe Bakış,” başlıklı panelde sektörün önde gelen isimleri, işveren markası dönüşümüne yönelik stratejilerini paylaştı. Moderatörlüğünü KREA M.I.C.E. Kurucu & CEO’su Seda Mızraklı Ferik’in üstlendiği panelde, LC Waikiki CHRO Bahattin Aydın, ING Türkiye İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Hale Ökmen Ataklı ve Tiryaki Agro İnsan Kaynakları Başkan Yardımcısı Murat Boğahan önemli açıklamalar yaptı.
Esneklik ve anlam arayışı yeni nesil çalışanların beklentisi.
Aile şirketi kültürü, aidiyeti güçlendiriyor.
Yapay zekâ ve insan iş birliği, geleceğin iş modellerini şekillendiriyor.
Türk şirketleri, küresel işveren markası olma yolunda hızla ilerliyor.
ING Türkiye, "Esneklik ve Anlam Arayışı İşveren Markasının Temel Taşı"
ING Türkiye’nin İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Hale Ökmen Ataklı, dijital dönüşüm ve esnek çalışma modellerinin işveren markasındaki önemine dikkat çekti:
"Kendimizi bir teknoloji şirketi olarak konumlandırıyoruz. Çalışanlarımız için 'Burada hayatını yaşa' mottosuyla esneklik sunuyoruz."
Pandemi sonrası çalışanların %60'ının hibrit modeli talep ettiğini belirterek, ING’de ayda 6 gün ofis zorunluluğu olduğunu, ancak bunun takım motivasyonu ve inovasyon odaklı kurgulandığını vurguladı.
"Yeni nesil, anlam arayışı olan işler istiyor. Teknolojiyi etkin kullanan, sosyal etkisi yüksek şirketler tercih ediliyor."
Tiryaki Agro, "Aile Kültürü ve Sahada Olmak Fark Yaratıyor"
Tiryaki Agro İK Başkan Yardımcısı Murat Boğahan, şirketin 70+ ülkede tarım ve lojistik operasyonlarıyla küresel bir marka olduğunu hatırlatarak, "Bizim için aile kültürü ve sahada aktif olmak kritik" dedi.
Deprem bölgesinde hızlı aksiyon alarak 5 konteyner kent kurduklarını ve çalışanlarının bu sürece gönüllü katıldığını paylaştı.
"Liderlerimiz, sadece talimatları uygulayan değil, sorgulayan ve katma değer yaratan ekipler istiyor."
Afrika ve Orta Doğu’daki zorlu coğrafyalarda çalışanlarının aidiyet duygusunu samimiyetle beslediklerini vurguladı.
LC Waikiki, "Yapay Zekâ ve İnsan Odaklı Dönüşüm"
LC Waikiki CHRO Bahattin Aydın, perakende devinin 60+ ülkede 60 bin çalışanla büyüdüğünü belirterek, "Geleceği şekillendirmek için yapay zekâyı iş süreçlerine entegre ediyoruz" açıklamasını yaptı.
"Artık organizasyon şemalarında 'avatarlar' (dijital çalışanlar) yer alıyor. İnsan+yapay zekâ iş birliği kaçınılmaz."
Çalışanlarda "işimi kaybeder miyim?" endişesini ortadan kaldırmak için "Akıl ve Kalp" temalı bir dönüşüm stratejisi uyguladıklarını anlattı.
"Yapay zekâ becerisi olan adayları deneyimli olanlara tercih ediyoruz. Türkiye’den küresel bir marka çıkarmak hedefimiz."
Türk Şirketleri Küresel İşveren Markası Olma Yolunda
Panelde öne çıkan ortak vurgu, "insan odaklı dijital dönüşüm" oldu. ING’nin esnek çalışma modeli, Tiryaki Agro’nun saha deneyimi ve LC Waikiki’nin yapay zekâ stratejisi, Türk şirketlerinin küresel işveren markası olma yolundaki adımlarını gösterdi.
Moderatör Seda Mızraklı Ferik, "Bu panelde iki Türk markasının (LC Waikiki ve Tiryaki Agro) yanı sıra ING gibi küresel bir oyuncunun Türkiye’den liderlik etmesi gurur verici" diyerek sözlerini tamamladı.

Günün son keynote konuşması ise efsanevi eğitmen ve yazar Ahmet Şerif İzgören’den geldi. Anlam, etik ve liderliği merkezine alan bu kapanış konuşması ayakta alkışlandı

Global HR Summit 2025’in ikinci günü, yalnızca bilgi ve içgörü değil, aynı zamanda duygu, vizyon ve liderlik dolu bir deneyim sundu.
Bir gazeteci olarak şunu gururla söyleyebilirim,
Bu zirve, yalnızca bir etkinlik değil, bir akıl fırtınası, bir ilham patlamasıydı. Seda Mızraklı’nın liderliği altında bu zirve, Türkiye’nin iş dünyasında ve küresel HR arenasında “olmazsa olmaz” bir marka haline geldi.
yilmazparlar@yahoo.com